SON DAKİKA: Çavuşoğlu: Ramazan’ın ilk haftasında bu kararın alınması manidar
SON DAKİKA HABERİ: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak basın toplantısı …
SON DAKİKA HABERİ: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, KKTC’de Kur’an kursu tartışmasına dair, “Bu ideolojik bir karardır. Ramazan’ın ilk haftasında bu kararın alınması manidar” dedi.
Son dakika haberi!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak basın toplantısı düzenlendi.
Bakan Çavuşoğlu, dün Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın basın toplantısındaki skandal sözleriyle ilgili soruya ilişkin “Biz nezaket içinde, gerginliği azaltma konusundaki düşüncelerimizi de dile getirdik. Ama basın toplantısının belli bir noktasından sonra sayın Dendias gerçek dışı ithamlarla ülkemi suçlamaya başladı. Bu neyi gösteriyor? ‘Ben bu kavgayı devam ettirmek istiyorum’ demektir. Bu maksimalist anlayışı, sözde Sevilla haritası gibi anlayışlara kendilerini de inandılarsa zaten bir yerer varmamızın anlamı yok. Biz bu Sevilla haritasını paçavraya çevirdik. Bunların geçerli olmadığını gösterdik.” ifadelerini kullandı.
Ersin Tatar’ın açıklamalarından satır başları:
Bu, öyle bir günde geliştirilen bir siyaset değildir. Bu siyasetin arkasında yılların mücadelesi vardır. Gelinen noktada ne diyoruz dünyaya? Biz ayrı bir halkız. Egemenlik iki halka devrediliyor.
Kıbrıs’ta hür-bağımsız, kendi geleceğimizi tayin etme hakkı ve serbest bir düşünceyle anlaşmaya gidilecekse Kıbrıs Türk halkı elbette doğal olarak kendi devletiyle bir anlaşmaya girmek isteyecektir.
Eski anlayışta federal de olsa bir tek egemenlik unsuru vardı. Egemence kelimeler kullanıldı, bana göre onlar bir bakıma safsataydı. Önemli olan bağımsızlıktır. Kıbrıs Türk halkı ana vatan Türkiye’nin de desteğiyle bunu hak etmektedir. Yan yana yaşayan egemen ve bağımsız iki devletin işbirliğiyle bir anlaşma olabilir.
Buranın AB’ne alınmış olması buradan Türkiye’nin fedakarlık yapması anlamında değildir. Kıbrıs Türk halkı her zaman ana vatan Türkiye’nin desteğini önemsemiş, takdir etmiştir. Garantörlüğünüz bizim için fevkalade önemlidir. Bizim egemenliğimiz, bağımsızlığımız ve Türkiyemizin garantörlüğü bizim için vazgeçilmezdir. Bu anlayışla Cenevre’ye gidiyoruz.
Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın da söylediği gibi bu ziyaretin amacı gayri resmi 5+1 BM toplantısı öncesi hazırlıklarımızı gözden geçirmekti. Son derece yararlı toplantılar geçirdik.
Elbette bu görüşe bir gecede varmadık. İki bölgeli, toplumlu federal çözüm için Türkiye elinden gelen çabayı tüm platformlarda gösterdi. Rum-Yunan ikilisi bu çözümü istermiş gibi gözükürken günün sonunda Kıbrıs Türkü’nün eşitliğini reddetti. NE iktidarı, ne refahı paylaşmak isterler. Son 4 yılda değişen bir şey yok.
Siyasi süreçte, önümüzdeki süreçte, müzakerelerde, elbette süresi geçmiş ve Kıbrıs Türk halkının iradesinin yansıtmayan BMGK kararlarına işaret ederek federasyon modelini tekrar dayatmak istediklerini görüyoruz. Bir faydası olmayan ve olmayacak olan kararları ve artık statükoya dayanmış parametreleri dayatmanın anlamı yok. İmkansızı dayatmanın sebebi ne?
Crans-Montana’da Rum tarafının masayı devirmesiyle yaptığımız tüm açıklamalarda artık federasyonu müzakere etmeyeceğimizi defaatle söyledik. Biz artık federal çözüm için zaman kaybetmeyeceğimizi, yeni fikirlerin görüşülmesi gerektiğine inanıyoruz. Adadaki gerçekler çerçevesinde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir vizyon ortaya koyuyoruz. Bu vizyon, adadaki iki devletin egemen eşitliği temelinde işbirliği yapması ve birbirlerini karşılıklı tanımalarıdır.
AYM’NİN KUR’AN KURSLARI KARARI
Basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu Kur’an kursları tartışmasıyla ilgili şu tanıtı verdi:
“Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan Ersin Taner’e hassasiyetleri için teşekkür etmek istiyorum. Yargının bağımsızlığı ilkesi ve AYM’nin vediği kararın bağlayıcılığına her ülke saygı duyar. Fakat bu, mahkemenin verdiği bir kararı eleştirmemek demek değildir. Mahkeme hukuka uygun karar vermediyse bunu ben eleştiririm. Bu karar ideolojik bir karardır. Anayasaya göre ya da hükmüne göre verilmiş bir karar değildir. Bu karara yön veren ve bunun uzantılarının yaptığı açıklamalar nettir.”