Reformun adı yetmez
1 Kasım’da verilen yeni dönem mesajlarıyla düşüşe geçen dolar kuru, üç haftanın sonunda 7.80’in üzerinde. Kavala ve ‘fitne’ çıkışlarının …
1 Kasım’da verilen yeni dönem mesajlarıyla düşüşe geçen dolar kuru, üç haftanın sonunda 7.80’in üzerinde. Kavala ve ‘fitne’ çıkışlarının beklentilerin karşılanamayacağı düşüncesine neden olduğu süreçte reform söylemi yeniden ısındı.
“Türkiye’yi cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukukta seferberlik başlattık. Yatırımcının gelecek dönem ufkunu öngörülebilir kılacak reformları hayata geçireceğiz” dedi.
VATANDAŞ DÖVİZ ALMAYI SÜRDÜRÜYOR
Açıklamasında “Politikalar uzun vadede devam ettirilmedikçe, yapısal değişim muhtemel değil” ifadelerine yer verdi.
Piyasa ise içi boşaltılan kavramın söylemde kalması karşısındaki ‘temkinli’ tutumunu sürdürdü. Yabancı para mevduatları, 6 Kasım-3 Aralık arasında kur etkisinden arındırıldığında net 4 milyar 676 milyon dolar arttı. Yerli yatırımcı dövizden vazgeçmedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, Adalet Bakanı Gül ile Merkez Bankası Başkanı Ağbal, reform turunda TÜSİAD, TOBB ve MÜSİAD ile görüşmüştü. AK Parti Sözcüsü Çelik ise reform çalışmalarının bizzat Cumhurbaşkanı tarafından açıklanacağını söyledi.
REFORMUN ADI YETMEZ
Kasım ayında ekonomi yönetimindeki değişimle birlikte verilen reform ve demokrasi mesajları, TL’deki kaybı durdurdu. Fakat açıklamalar sadece mesaj niteliğinde kalınca yerli döviz alımını sürdürdü yabancı da sadece hissede kaldı. Moody’s “Somut adımlar devam etmedikçe, yapısal değişim muhtemel değil” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hazine Bakanı Elvan da yeniden yabancı yatırımcıya çağrı yaptı.
Ekonomi yönetimindeki kasım kasırgası, kurun daha fazla alevlenmesini engelledi. Merkez Bankası başkanının değişimi ve Hazine Bakanı’nın istifasıyla piyasalar değişim mesajı aldı. Bunun üzerine bir de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları yabancıyı harekete geçirse de içerde güven hâlâ sağlanamadı.
TL’deki kaybı frenledi fakat yerlinin döviz alımı sürdü. Yabancı yatırımcı ise bu süreçte sadece hisse senetlerine geldi. Demokrasi ve reform mesajları üzerine yön aramaya çalışan piyasalar yapılan eylemlerle demokrasi tarafında hüsrana uğradı.
Ekonomik reform tarafında ise hâlâ atılan somut bir adım yok. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın iş dünyasıyla olan temasları devam ederken, ne talepler ne de istekler yerine getirilmedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in de yaptığı açıklama bunu destekler nitelikte olduğu görüldü. Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin kredi notunda güncelleme yapmayan Moody’s bir açıklama yaparak, Türkiye’nin ekonomi yönetiminin yaptığı politika değişikliklerine rağmen, kredi notu, kredibilite konusunda zorlukların devam edeceğini bildirdi.
Moody’s yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin daha ortodoks parasal ve mali politikaya doğru yönelmesinin pozitif olduğunu belirtirken “Ancak, politikalar uzun vadede devam ettirilmedikçe, bu oldukça belirsiz, yapısal değişim muhtemel değil” ifadelerini kullandı.
Kuruluş, daha önce de takviminde yer alan 5 Haziran tarihinde Türkiye’nin kredi notu ve not görünümüne ilişkin güncelleme yapmamış ancak 11 Eylül’de sürpriz bir kararla takvim dışı bir değerlendirmeye giderek Türkiye’nin kredi notunu ‘B1’den ‘B2’ye düşürmüş ve not görünümünü ‘negatif’ olarak bırakmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yabancı yatırımcıya yeniden çağrı yaptı. Türkiye’nin hedeflerinde ulaşmasında uluslararası doğrudan yatırımların taşıdığı kritik rolü yakinen bildiklerine dikkat çeken Erdoğan “Ülkemizi yerli ve uluslararası yatırımcılar nezdinde riski az, güveni yüksek, kazancı tatminkâr bir cazibe merkezi haline getirmekte kararlıyız.
Önümüzdeki döneme bu alanda gerçekleştireceğimiz ilave reformlarla yatırım ortamını daha da iyileştireceğiz. Altını çizerek ifade etmek isterim ki 18 yılda uluslararası müteşebbisleri asla yabancı yatırımcı olarak görmedik, görmüyoruz. Kendi insanımıza hangi imkânları sağlıyorsak Türkiye’ye güvenen, Türkiye’nin yatırım ortamına inanan tüm girişimcilere de aynısını sağlıyoruz” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye’nin yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkânlar sunduğunu belirterek “Türkiye’yi yatırımlarda cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukuk alanında yeni bir seferberlik başlattık” diye konuştu.
Demokrasi ve reform mesajları üzerine yön aramaya çalışan piyasalar yapılan eylemlerle demokrasi tarafında hüsrana uğradı.
TÜRKİYE CAZİP İMKÂNLAR SUNUYOR
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan “Bunlardan ilki, küresel değer zincirlerinde başlayan dönüşüm. Pandemiyle birlikte çok uluslu şirketler, üretimde tek bir tedarikçiye bağlı kalmanın dezavantajlarını bizzat yaşayıp, acı bir şekilde tecrübe ettiler.
Önümüzdeki dönemde küresel ekonomide, muhtemelen yeni üretim lokasyonları ortaya çıkacak ve üretimin ağırlık merkezi dünya geneline daha dengeli yayılacak. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilen ülkeler de yeni dönemin kazananları olacak.
Değinmek istediğim ikinci husus ise şu an hem tüketim hem de yatırım cephesinde ertelenmiş bir talep olduğu gerçeği. Piyasalar normale döndüğü an bu talebi karşılayabilecek kapasite ve donanıma sahip ülkeler, rakiplerini geride bırakma şansına erişecekler ve ekonomilerini hızla büyütebilecekler. Böylesine bir konjonktürde Türkiye, kendilerine yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkânlar sunuyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin, sahip olduğu bu özelliklerle başta Avrupa pazarı olmak üzere, dünyanın her yerinden yatırımcılar için eşsiz bir potansiyel taşıdığını belirten Elvan, “İşte biz bu potansiyeli, çok daha ileri götürmek ve Türkiye’yi yatırımlarda cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukuk alanında yeni bir seferberlik başlattık. Yatırımcının gelecek dönem ufkunu öngörülebilir kılacak reformları kararlılıkla hayata geçireceğiz” dedi.
‘KÜRESEL MARKALARI ÜLKEMİZE DAVET EDİYORUM’
Ekonomi yönetiminde tam bir koordinasyon ve ekip ruhuyla hareket ettiklerini vurgulayan Elvan, makroekonomik istikrar, finansal istikrar ve fiyat istikrarını sağlamak adına çok yoğun çalışma içinde olduklarını dile getirdi.
Bakan Elvan, şunları kaydetti: “Karşımızdaki her problemi, piyasa ekonomisinin kuralları çerçevesinde şeffaf, hesap verebilir, rasyonel ve öngörülebilir bir şekilde çözeceğiz. İç ve dış yatırımcılar için kredibiliteyi en üst seviyelere çekecek politikalar uygulayacağız, kimsenin aklında soru işareti de kalmayacak.
Enflasyonla mücadelede çok kararlıyız, altını özellikle çizeyim, Merkez Bankamız her türlü araç bağımsızlığına sahip. Para ve maliye politikalarımız eş güdüm içinde olacak. Yapısal politikalar ve mikro reformlarla da rekabet gücümüzü ve toplam faktör verimliliğimizi artıracak adımlar atacağız. Bu noktada doğrudan yabancı yatırımların taşıdığı önemin ve ekonomi üzerindeki dönüştürücü gücün fazlasıyla farkındayız.
Ülkemizdeki mevcut doğrudan yatırımların kapasite artışına gitmesini arzuluyoruz. Firmalar, üretim tesislerini genişletebilecekleri gibi, pekâlâ Ar-Ge faaliyetlerini de ülkemize taşıyabilir. Bununla birlikte, daha önce Türkiye’de yatırım fırsatlarını hiçbir şekilde değerlendirmemiş küresel markaları da ülkemize davet ediyorum. İnanıyorum ki bu markalar sunduğumuz ekosistemde güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olacak.”
‘GELİN TÜRK MİSAFİRLİĞİNİN FARKINA VARIN’
Savunma sanayinden gıdaya, dijital ekonomiden sağlık sektörüne kadar katma değeri yüksek, Türkiye’nin teknolojik dönüşümüne öncülük edecek yatırımları teşvik ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara ‘Gelin, Türk misafirperverliğinin farkına varın’ diyorum. İlgili bakanlıklarımız ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin sizlere gereken her türlü desteği sunmaya hazır olduğunu bilmenizi istiyorum” ifadelerini kullandı.
YABANCI MEVDUATINDA ARTIŞ SÜRÜYOR
Yabancı para mevduatları da artışını sürdürdü. Ağustos ayından ekim ayının sonuna kadar nerede ise yatay seyreden yabancı para (YP) mevduatları kasım ayı itibari ile hızla artmaya başladı. 30 Ekim’de 244 milyar 492 milyon dolar olan ve 6 Kasım Berat Albayrak ve MB Başkan değişimi öncesi 248 milyar dolara çıkan YP mevduatları 3 Aralık itibari ile 254 milyar 775 milyon dolara ulaştı.
YP mevduatları 30 Ekim-3 Aralık arasında 10 milyar 283 milyon dolar artış göstermiş. Bunun 3 milyar 870 milyon doları kur değişiminden oldu. 30 Ekim-3 Aralık arasında yabancı para mevduatları nette 6.4 milyar dolar artış gösterdi. 6 Kasım – 3 Aralık zarfında ise yabancı para mevduatları kur etkisinden arındırıldığında net 4 milyar 676 milyon dolar arttı.
30 Ekimde başlayan yurtiçindeki döviz alımı görevden alma ve istifaya rağmen hız kesmeden devam ediyor. Onca reform açıklamasına rağmen yerli yatırımcılar döviz alımlarını hızla sürdürüyor.