Pandora’nın kutusu kumpasının sözde lideri hayatını kaybetti
13 yıl önceye dönelim… 1 Temmuz 2007 tarihinde İçişleri Bakanlığına ait 10.000.000 sayfa evrakın taranması ve dijital olarak sisteme atılması işi …
13 yıl önceye dönelim…1 Temmuz 2007 tarihinde İçişleri Bakanlığına ait 10.000.000 sayfa evrakın taranması ve dijital olarak sisteme atılması işi ile ilgili Bilgi İşlem Daire Başkanlığında bir ihale düzenlenir. Düzenlenen ihalenin idari ve teknik şartnamesinde dijital verilerin yetkisiz kişilerin eline geçmesini önleyecek yeterli ve gerekli tedbirleri alınmaz. Firma tarafından yapılan taramada kullanılan sunucu firmaya, içerisindeki veriler geri getirilemeyecek şekilde formatlanmadan teslim edilmiştir. Harici hard diskin bulunduğu kasadan çıkartılmasında gerekli kayıtlar tutulmaz ve taramaya ait DVD’ler ler uzun bir süre Bilgi İşlem Daire Başkanlığı eski Şube Müdürü Mesut Kesen’in odasında korumasız olarak açıkta bulundurulur.
İlhan Uran’ın Bilgi İşlem Daire Başkanı olarak görev yaptığı 28.12.2009-11.02.2014 tarihleri arasında görevde bulunduğu süre içerisinde ilk taramayı yapan firma tarafından ek taramalar yapılır. Bu taramada da aynı güvenlik açıkları verilir.
Devletin başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, diğer birçok kurumundan belgeler, bu kurguyu yapan kişiler tarafından bu kurumlardaki elemanları yoluyla ya da kendileri tarafından bizzat ele geçirilerek harmanlanır, hedefteki bazı bürokrat ve askerlerce eskort kadınlara verildiği şeklinde ve fişlemelere ait dijital veri hazırlanarak binlerce sivil bürokratın tasfiyesinin ve bir o kadar da askeri personelin tasfiye ve itibarsızlaştırılmasının amaçlanır.
FETÖ örgütü mensuplarınca birçok kurumdan elde edilen bu dijital veriler, soruşturmayı yürüten polis tarafından kurgulanan örgütün sözde lideri Bilgin Özkaynak başta olmak üzere, Narin Korkmaz ve Safiye Köten ile diğer şahısların evine konulmak suretiyle ele geçirilmiş gibi gösterilir. Tüm bu çalışmalar İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğünün yönlendirmesi ile genel bir organizasyon içinde yapılmıştır.
Devam eden sözde Fuhuş ve Askeri Casusluk davasında Pandora veri tabanında bulunan bilgi ve belgeleri sözde örgütün kendisine bağlı eskort kadınlar aracılığı ile asker ve sivil bürokratlardan sağladığı iddia edilmektedir. Kumpas açığa çıkınca bu konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından bakanlık personeli ile ilgili olarak soruşturma yapılır.
ESKORT YALANI
Mülkiye başmüfettişleri tarafından yapılan soruşturma sonucunda; Bakanlığa ait olduğu değerlendirilen belgelerin büyük kısmının İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığında bulunan evrak arşiv modülünden alındığı belirlenir. Bu belgelerin eskort kadınlar aracılığıyla elde edilmediği gibi, sözde pandora veri tabanında hakkında not tutulan ve belge sağladığı belirtilen İçişleri Bakanlığı personeli tarafından da sözde örgüte verilmediğinin tespit edilir.
Bu durumda belge verdiği iddia edilen İçişleri Bakanlığı personeline yönelik bir itibarsızlaştırma ve tasfiye planı yapıldığı açık olduğu gibi aynı durumun diğer bakanlıkların personeli ve askerler içinde söz konusu olduğu ortaya çıkar. 30.10.2014 tarihinde düzenlenen ve gereğinin takdir ve ifası için” İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen, raporda “asıl amacın sivil ve askeri bürokraside hedef seçilen şahısların tasfiyesi olduğu” belirtilir.
SONUÇ: 26 Şubat 2016’da… Kamuoyunda İzmir askeri casusluk davası olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davasında tüm sanıklar beraat etti. Aralarında Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele’nin de bulunduğu 88’i muvazzaf 357 sanığın yargılandığı son kumpas davasına bakan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat kararıyla bir dönem daha sona erdi. Dava sürecinde yaşamını yitiren sanıklardan Alaattin Parmaksız, aklandığını göremedi.
ABD Maryland’deki bir e-mail adresinden atılan ihbar e-postasına ve sonrasında davanın 1 numaralı sanığı yapılan Bilgin Özkaynak’ın Sapanca’daki evinde bulunduğu ileri sürülen dijital veri tabanı “pandora”ya dayanarak yargılanan sanıklar iki yıldan müebbette kadar hapis istemiyle yargılanıyordu.