Medyanın yol ayrımı ve yeni seçenekleri
Küresel salgının hız kesmeden etkisini sürdürmesi nedeniyle izleyici sosyal hareket alanlarının kısıtlanması ve bu etkileri hafifletmek ya da …
Küresel salgının hız kesmeden etkisini sürdürmesi nedeniyle izleyici sosyal hareket alanlarının kısıtlanması ve bu etkileri hafifletmek ya da azaltmak için yeni seçenekler aramaya başladı.
Bulmanın en kolay yolunu internet üzerinden yayın yapan çok sayıdaki içerikleri keşfetmesiyle yeni yayınlar, içerikler gibi ilginç yayınlarla karşılaşması biteviye benzer yayınlar yapan majör kanallardan kısmen de olsa uzaklaşmasına neden oldu.
Ulusal kanallar olarak adlandırılan içerik ve program üreticileri benzer içerikleri tekrar etmeye devam ediyor. Bu durum aslında git gide izleyicilerin üzerindeki etkinliklerinin azalmasına neden olmaya başladı. Bunun sonuçları 2019 reklam gelirlerindeki payın azaldığını buna karşı sosyal medya ve türevlerinin pay oranının hızla arttığı hatta “%17 oranına yükseldiği, bunun 2021 de de artmaya devam edeceğini görebileceğiz.
Bu değişimin major kanallar tarafından da değerlendirildiğini, sosyal ve internet mecralarındaki yayınlarına ağırlık verdikleri yeni yeni platformlar kurarak izleyici kaybını en az seviyede tutmaya çalışmaktadır. Elbette klasik yayıncılıkta, etkileşimli, interaktif yayıncılığın teknik olarak yapılamaması izleyiciyi internet yayınlarına yönelmesine neden olmaktadır.
Major kanalların etkileşimli yayıncılığa geçmelerini yakın sürede görebileceğiz. Kısaca izleyici edilgen olma yerine etkin olarak mecralarda yer almak istemektedir. Bu evrilmeyi hangi yayıncı hızla hayata geçirecekse o sanıyoruz önde olacak.
İzleyici kısaca yeknesak içerikleri artık eskisi gibi talep etmiyor daha özgün ve farklı olmasını, özellikle hızla bireyselleşen x ve y kuşakları talep ediyor.
Bu durum gerçekten her geçen gün daha kötüye gitmeye başlamıştır. Sebepleri aslında karmaşık değil. Türksat uydularından yayın yapan irili ufaklı yüzlerce Ulusal Bölgesel ve Yerel TV kanallarının sayısı azımsanmayacak kadar çok. Bu kanalların teknik kalitesi, çözünürlükleri diğerlerinden hiçte az değil. Bu yayınlardan Standart çözünürlüklü olanlar SD , hızla HD formata geçmektedir. Bu geçişin temel nedenlerinden en önemlisi kalite ve izleyicilerin sahip olduğu Televizyon alıcılarının 40 inch ve üstü oluşu SD yayınların bu ekranlarda kalite sorunu oluşturmasıdır.
Bu teknik kalite yarışı nedeniyle bir süre sonra major yayıncılardan başlayarak 4 K formata geçmeye başlayacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Kısaca yayın arzının fazla olması, sadık izleyici sayısının azalmasına neden olduğunu görmekteyiz. İçerik hangi kanalda izleyiciye hitap ediyorsa o kanalı tereddüt etmeden seçebilmektedir. Bu bireyselleşmenin acımasız yüzü , Bu durum rekabetin her geçen gün daha da artacağının bir göstergesi .
Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkılır ? Aslında bu sorun ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde de benzerleri yaşanmaktadır. Bunun cevabını izleyicinin iyi analiz edilmesiyle bulunabilir düşüncesindeyiz. Bir süre sonra yayıncılar yayın kurullarında aldıkları yayın içerik kararlarını artık izleyicinin taleplerini önceleyerek hatta bu konuda araştırma yaptırarak daha spesifik yada tematik içeriklere yönelebilecektir. Bu çeşitlenme, işi daha da zorlaştırması kaçınılmaz olacaktır.
Yayıncıların işi git gide zorlaşıyor. İzleyicinin eğitim durumu tartışılsa da eskisinden çok daha iyi hale gelmiştir. Sorgulayan, eleştiren , seçen ,mukayese eden ,neden diye soran ele avuca sığmayan yeni bir kuşak, klasik izleyicilerin yerini şimdiden almaya başladı.
İzleyici analizinden bahsetmiştik, yıllarca karasal yayınlardan TV izleyenler 1992 yılından sonra uydudan yayın yapmaya başlayan çok sayıdaki kanalların sunduğu seçeneklerin çoğalması izleme konforunu oldukça arttırdı.
Günümüzde ise internetin yaygınlaşması erişim sorunlarının azalması ve kullanım ücretlerinin makul olmasıyla izleyici artık karasal yayınları neredeyse terk etmiş, uydudan benzer içerikleri ileten kanalların olması izleyiciyi farklı içeriklerin yer aldığı diğer mecraları aramaya itmiştir.
Bunun en kolay yolu ise internet. İzleyici sayısız içeriğe zaman şartı olmaksızın kolayca ulaşmaya başladı. İzleyici bu ayrıcalıktan vazgeçmeyeceği anlaşılıyor.
Bundan sonraki süreç nasıl gelişecek veya farklılaşacak ? izleyiciler yine eskisi gibi benzer şekilde televizyon izlemeye devam mı edecek ?, yoksa bahsedildiği gibi yeni mecraları yada internetin neredeyse sınırsızlığında kendi taleplerine cevap verecek içerikleri mi arayacak ?.
Yıllar önce128 kbyt internet hızlarından günümüzde en az 40 mbit ve üzeri hatta Gsm 5 G ile birlikte 1 Gbit internet hızlarına ulaşılacak olması izleyicide sabır ve tahammül sınırlarını azaltmış, her konudaki taleplerini ise çok yükseltmiştir. Bu durum belki de sosyolojinin esaslı bir konusunu oluşturabilir.
Gelişen teknolojiler, 40 inch ve üzeri, büyüyen ekran boyutları, 4K , 8 K ve daha yüksek çözünürlük , Smart alıcılar , HBBTV yayınlarının getirdiği teknik ve içerik imkanları mevcut yayıncılara klasik yayıncılıkla internet yayıncılığını konsolide etme imkanı sunabilecektir.
İnternet ve HBBTV ile seçenek özgürlüğü , az sayıda sınır ve çok sayıda çeşitlilik, üretilen içerikler ve tüm bunlara ulaşmanın kolaylaşması ,erişimin ekonomik hale gelmesi. Evet bu yayıncılığın başarı anahtarı olacak gibi gözüküyor.
Anlaşılan, bir süre sonra izleyicilerin alışkanlıkları kısa süre sonra kökten değişecek. İzleyicileri bir arada tutmak artık eskisi kadar kolay olmayacak.