‘Eber Gölü’nde çıkan yangınlar sabotaj mı?’

CHP Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, beraberinde CHP Bolvadin İlçe Başkanı, İYİ Parti Bolvadin İlçe Başkanı ve Demokrat Parti Bolvadin İlçe Başkanı ile birlikte geçtiğimiz hafta yangın felaketi yaşanan ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Eber Gölü’nde incelemelerde bulundu.

KÖY SAKİNLERİ: MİLLİ PARKLAR PARA ALIYOR, AMA GÖLÜ KORUMUYOR…

Gölün korunmadığını ve çıkan yangınlardan hayvanların telef olduğunu aktaran Köylüler, “Şu an yanan bölgede eskiden balıklar yüzerdi. Burası gölün başlangıcıydı. Burada balık tutulurdu. Gölde hayat vardı. Şu anda hiçbir şey kalmadı. Göl neden kurudu? İlgisizlikten ve bakımsızlıktan kurudu. Hiç bakan olmadı. Yangın olduğunda hiç kimse müdahale etmedi. Geçen sene de aynı şekil aynı yerler yanmıştı.

Göl korunmuyor. Hiçbir yangın söndürme müdahalesi yok. Yangından kaçamayan hayvanlar hep yandı. Yangın rüzgârın, lodosun olduğu gün çıktı. Doğru dürüst araştırma yapılmıyor. O gün bizim köyde jandarma anons yaptı. Cumartesi, Pazar günleri göle giriş ve çıkış yaptırmayacağız yangın çıkarsa diye. Göle 300 kişi gidiyor bir kişi içinden yakıyor. Dışarıdan gelip yaptırmazlar. Sebebini bilmiyoruz. Çivril’in ardından torf çıkarılıyor. Yakılan bölgede torf yok” şeklinde konuştular.

“GEÇEN YIL UYARMIŞTIK, BU YIL YİNE AYNISINI YAPTILAR”

Eber Gölü’nün adeta kayık mezarlığına döndüğünü kaydeden CHP Afyonkarahisar Milletvekili Köksal, ise şunları söyledi:

“Göl, acilen önlem alınmazsa korkarım gölün tamamı kuruyacak. Ayrıca 2 yıldır aynı zamanlarda çıkan yangınlarla ilgili gerekli araştırma ve soruşturmanın titizlikle yürütülmesi ve yangının sebebinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa çıkarılması şart. Eber Gölü’nde geçtiğimiz hafta bir yangın gerçekleşti. Yanan bölgede geçen yılda yanmıştı.

Şu an göl kayık mezarlığına dönmüş. Bu kayıklar hep burada kalmış. Göl kurumuş durumdadır. Hiç tedbir alınmadı. Yangına müdahale yapılmadı mı? Hiçbir yangında bir önlem alma olayı olmadığını görüyoruz. Geçen yılda aynı şeklide ve aynı yerlerin yandığını gördük. Biz geçen yıl yangın sonrası gelip uyarmıştık. Bu yıl yine aynısını yaptılar.”

“BUNU DIŞARDAN BİRİLERİ KASITLI MI YAPIYOR?”

Yangının rüzgârın olduğu gün çıktığına dikkat çeken Köksal, “Milli Parklar Müdürlüğü belge için para alıyor, belge yoksa ceza yazıyor ama göl korunmuyor diyor köy sakinlerimiz. Herhangi bir yangın söndürme durumu teçhizatı var mı? Tabii yangını söndüremezsiniz. Buralar hep göldü kurudu.

Siyahlaşan kamışların yandıklarını gördük. İşçiler kamış biçiyor. Su olmadığından kuruduğu için gölde yangınlar çıkıyor. Burada yani gölde ve çevresinde yaşayan hayvanlar da canlı yandı. Yangının rüzgârın olduğu gün çıktığını öğrendik. Geçen yılda öyleydi. Ekmek yiyen insanlar yakmaz diyorlar. Bunu birileri kasıtlı dışarıdan birileri mi yaptırıyor? Birileri birilerine yaptırıyor. Peki, sebep ne olabilir? Burada torf çıkarılıyor mu? Yakılan bölgede torf çıkarılıyor mu?” dedi.

KÖKSAL’DAN EBER GÖLÜ ÖNERGESİ

Öte yandan Köksal, Eber Gölü’nde yaşanan felaketle ilgili Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi.

“KAZA MI, SABOTAJ MI?”

Önergesinde gölün iki ayrı noktasında aynı anda yangın çıkmasının sabotaj ihtimalini akıllara getirdiğinin önemle altını çizen Köksal, Bakan Pakdemirli’ye şu soruları yöneltti:

*Geçtiğimiz günlerde Afyonkarahisar ilinde bulunan Eber Gölü’nün Bolvadin İlçesi Derekarabağ ve Çay İlçesi Çayırpınar köylerindeki sazlıklarda ayrı ayrı yangın çıkmış ve yaklaşık 60 dönüm arazideki sazlıklar zarar görmüş, gölde ve sazlıklarda yaşayan canlılarda yanarak yaşamını yitirmiştir. Yangından kamış toplayanlar ve bölge sakinleri de etkilenmiştir. Gölün iki ayrı noktasında aynı anda yangın çıkmasının sabotaj ihtimalini akıllara getirmesi nedeniyle bu konuda bir araştırma, soruşturma yapılmış mıdır ?

*Geçtiğimiz yıl aynı aylarda yine gölün birkaç bölgesinde birden aynı anda yangın çıkmış ve sazlıklar ile canlılar yanmıştır. Bu durumda 2 yıl üst üste aynı aylarda gölün farklı noktalarında aynı saatlerde yangın çıkması tesadüf olabilir mi? Bu konuda geçtiğimiz yıl konuyu gündeme taşımamıza önerge verilmesine rağmen Bakanlığınızca niçin araştırma, soruşturma yapılmamış önlem alınmamıştır?