Asgari ücretle yaşamak ya da yaşayamamak. Milyonlarca insanın hayatındaki en gerçek soru bu. Asgari ücret sadece seviyesi ile değil kapsadığı ücretli sayısı ile de toplumsal bir yaraya dönüşmüş durumda. DİSK’in araştırmasına göre 7,5 milyon çalışan asgari ve altında bir ücretle yaşamını sürdürmek zorunda. Bu da bütün ücretli çalışanların yüzde 38,3’üne denk geliyor. Neredeyse her 10 çalışandan 4’ü.
Asgari altı ile asgari ücretin bir buçuk katı arasında çalışanlar ise 12,5 milyon işçi demek. Türkiye’de tüm ücretli çalışanların yüzde 64’ü.
Özetlemek gerekirse;
- 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (Açlık sınırı): 2 bin 516 lira 67 kuruş.
- Asgari ücret: 2 bin 324 lira 70 kuruş.
Bu tablonun doğal sonucu olarak asgari ücretli ‘geçinemiyor’. Sozcu.com.tr, Türkiye’nin dört şehrinde asgari ücretle çalışan 8 vatandaş ile konuştu. Onlar da ‘geçinememenin’ ne anlama geldiğini çok çarpıcı örneklerle anlattı.
Mutfak harcamalarında zorunlu tasarruf yapıyor musunuz?
FAİK AKGÜN: Mutfak harcamalarında zorunlu olarak tasarruf yapıyorum. Çünkü aldığım parayla ay sonunu getirmek için buna mecburum. Kırmızı et mutfağıma çok nadir giriyor. Bununla beraber genellikle kuru gıda tüketiyoruz. Market alışverişlerinde ise tasarruf yapmak için birden fazla marketi dolaşarak ürün fiyatlarını kontrol edip ona göre alışverişimi yapıyorum.
NURİ KAPLAN: Mutfakta mecburen tasarruf yapıyoruz. Ayda ancak bir kez et veya balık alabiliyorum. Onda da ikisinden birini tercih etmem gerekiyor.
İki çocuk annesi ofis çalışanı Filiz Kurt (40).
FİLİZ KURT: Mutfak harcamalarında elbette tasarruf yapıyorum. Sadece temel ihtiyaçları alabiliyorum. Onun dışındakiler lükse giriyor. Et gibi lüks sayılabilecek gıdaları daha az alabiliyoruz.
EMİN ÖZOĞAN: Evde temel gıda maddelerini alıyoruz. Evin ihtiyaçlarını genelde annem pazardan karşılar. Eskiden kilo ile alırdık şimdi birçok şeyden azar azar alıyoruz. Çünkü her şey ateş pahası. Bu yüzden lüks tüketim gıda maddelerini almıyoruz.
ALİ YILMAZ: Et ürünleri kurbandan kurbana giriyor eve. Ayçiçek yağı şu zamanda hayal oldu. 80 TL’ye çıkan ayçiçeğinden de vazgeçtik.
MURAT YAVUZ: Gönüllü tasarruf olmasa da mecburi olarak tasarruf yapıyoruz, çocukların ihtiyacına göre hareket ediyoruz.
MURAT AYVAZ: Mutfak masraflarından fazla tasarruf yapamıyoruz ancak ısınmada tasarrufa gidiyoruz. Kullanmadığımız odaların kaloriferlerini yatarken kapatıyoruz.
BORAN MELİH UĞRAŞ: Mutfak harcamalarımızda ister istemez kısıtlı davranıyoruz. Her hafta et yemek yerine iki ayda bir et tüketebiliyoruz.
Denizli’de yaşayan işçi Nuri Kaplan (41)
Kış aylarında ısınma masraflarının artması sizi nasıl etkiliyor?
NURİ KAPLAN: Kış aylarında ısınma için kömür alıyorum. Bütçeme yaklaşık 2 bin TL ek masraf yükleniyor. Bu nedenle bakkal borçlarını bahar aylarına erteliyorum.
FİLİZ KURT: Kış aylarında ısınma giderlerinin artması yaşam kalitesini etkiliyor. Bu kez temel ihtiyaçlardan kısıtlamaya gitmek zorunda kalıyorum. Özellikle doğalgaza son dönemde gelen zamlar ve yüksek faturalar nedeniyle bunu yapmak zorundayız.
EMİN ÖZOĞAN: Ailemle birlikte yaşadığım ev doğalgazlı. Kışın Konya soğuk oluyor ve faturalarımız kış aylarında çok kabarık geliyor. Faturaların daha yüksek gelmemesi için evdeki bazı petekleri yakmıyoruz. Bu şekilde tasarruf etmeye çalışıyoruz. Ama yine de faturaların yüksek gelmesi bizi ekonomik anlamda etkiliyor.
ALİ YILMAZ: Kışın battaniye ile oturuyoruz. Fatura yüksek gelecek diye doğalgazı tam olarak açmaya korkuyoruz.
MURAT YAVUZ: Yapılan hesaplar tutmuyor, borç arayışına giriyoruz ve psikolojimiz bozuluyor.
Elazığ’da yaşayan ofis temsilcisi Boran Melih Uğraş (41).
BORAN MELİH UĞRAŞ: Kış ayı olunca dert ayı geldi diyorum ben. Çünkü doğalgaz faturasına bakınca aylık 400-500 TL arasında fatura geliyor bir de buna elektrik, su, internet derken eyvah eyvah ediyoruz.
FAİK AKGÜN: Gelen son zamlardan sonra kombiyi en düşük seviyede açmak zorunda kalıyorum. Faturanın yüksek gelmemesi için kaldığım odanın peteğini açıyorum. Buna rağmen ay sonu doğalgaz yüksek geliyor.
Hayatın her alanı pahalılıktan payını aldı. Feragat ettiğiniz temel bir harcama var mı?
ALİ YILMAZ: Eskiden köye gider gelirdik. Şimdi köyümüze bile gidemez olduk. Köye gitmeye gidiş geliş parası ayıramıyoruz artık.
MURAT YAVUZ: Kıyafet ve hafta sonu çocukların eğlencesinden feragat ediyorum.
NURİ KAPLAN: Birkaç yıldır ayakkabı dışında giyecek almıyorum. Bulaşık deterjanı almıyoruz, bulaşıkları normal suda ve elde yıkıyoruz.
FİLİZ KURT: Mutfak dışı zorunlu harcamalarımdan da feragat ediyorum. Bunların başında giyim ihtiyaçları geliyor. İhtiyacım olanı almaya çalışıyorum. Bunun dışında beğendiğim şeyler olsa da satın alma şansım olmuyor. Ben bunu beğendim alayım diyemiyorsun.
EMİN ÖZOĞAN: Özellikle giyimden biraz daha feragat etmeye çalışıyorum. Elbisem ya da ayakkabım çok yıpranmadan ya da yırtılmadan yenisini almamaya çalışıyorum.
BORAN MELİH UĞRAŞ: Özelikle mutfaktan ve sosyal yaşantımızdan ister istemez kesintiler yapıyoruz.
Gazeteci Faik Akgün (33).
FAİK AKGÜN: Hayat pahalılığından dolayı kıyafet alımından feragat ediyorum, 3 ayda bir acil gereksinim olan ihtiyaçlarımı alıyorum.
Asgari ücretle sosyalleşmek mümkün mü?
FİLİZ KURT: Asgari ücretin düşük olması sosyal yaşamımızı da etkiliyor. Gezmeni eğlenceni buna göre ayarlamak zorunda kalıyorsun. Düşük bütçeli etkinliklere katılabiliyorsun. Söz gelimi dışarıda yemek yemek yerine arkadaşlarımızın birinin evinde toplanmayı tercih ediyoruz. Daha düşük masrafla işin içinden çıkıyoruz.
ALİ YILMAZ: Asgari ücretin benim geçimime faydası yok ki nasıl misafir ağırlayayım? Misafir de zaten bizleri rencide etmemek için evimize gelmiyor. Tiyatro ve sinema maalesef hayatımızdan çıkalı çok oldu. Elektrik kesilmesin biz evde televizyona bakabilelim yeter.
EMİN ÖZOĞAN: Asgari ücretle sosyal aktivite tamamen hayal. Genelde dışarıda yemek yemiyorum. Ya iş yerinde ya da evimde yemek yiyorum. Misafir her zaman başımızın tacı. Misafir bizde bir kültür. Evde ne varsa misafirimize ikram ediyoruz. Ama sinema ya da tiyatro gibi aktivitelere ne zamanım ne de harcayacak param kalıyor.
MURAT AYVAZ: Pandemi dolayısı ile dışarıya çıkmıyoruz. Misafir de kabul etmiyoruz. Dışarıda yemek yeme şansımız zaten yok. Eve de bir şeyler sipariş etmiyoruz. Hazır yemiyoruz.
Samsun’da yaşayan su dağıtım işçisi Murat Ayvaz.
FAİK AKGÜN: Aldığım para sosyal olarak hiçbir şey yapmaya yetmiyor, çünkü gelen para ev kirası, elektrik, doğalgaz ve mutfak masraflarına gidiyor.
Aile ve çocuklarla olan ilişkiler etkileniyor mu?
FİLİZ KURT: Gelir durumu çocuklarla ilişkileri de elbette etkiliyor. Onların ihtiyaçları talepleri olduğunda çoğu zaman ötelemek zorunda kalıyorsun. Onların ihtiyaçlarını da kendi bütçene göre ayarlamaya çalışıyorsun. Elbette sağlık sorunu gibi özel durumlarda böyle bir şansın olmuyor.
NURİ KAPLAN: Geçim sıkıntısı nedeniyle eşimle arada küçük tartışmalar yaşıyoruz ama sonuçta tatlıya bağlıyoruz.
EMİN ÖZOĞAN: Ben bekarım, şu an evin geçimini zar zor karşılıyoruz. Evli olsam tek başıma asgari ücretle evimin geçimini nasıl sağlarım tahmin bile edemiyorum. Çevremde evli ve çocuklu asgari ücretle çalışan birçok arkadaşım var. Herhangi bir sosyal hayatları yok. İster istemez çocuklarının bazı isteklerini de yerine getiremiyorlar. Bu da aile için huzursuzluk yaratıyor.
ALİ YILMAZ: Asgari ücretle geçinmek bazen bir cinnet. Her şeyi bitirir gibi. Biz de geçinebilme savaşı veriyoruz.
Samsun’da yaşayan işçi Murat Yavuz (38).
MURAT YAVUZ: Eşime ve çocuklara yansıtmamaya çalışıyorum.
BORAN MELİH UĞRAŞ: İster istemez aile içinde de bazı sıkıntılara neden oluyor sonuçta herkes istediğini yemek içmek ya da eğlenmek istiyor ama bütçe dar olunca mecburen kendimizi sıkıyoruz bazı noktalarda.
‘Hayatta en büyük lüksüm şudur’ dediğiniz bir şey var mı?
NURİ KAPLAN: Hayatta en büyük lüksüm televizyon izlemek.
FİLİZ KURT: Böyle bir asgari ücrette, bu gelir durumunda herhangi bir lükse sahip değilim.
Konya’da çalışan fabrika işçisi Ali Yılmaz (37).
ALİ YILMAZ: Maaş haftası pazara çıkıyoruz. Şu an için 3 kilo portakal, 3 kilo elma bile çok lüks geliyor.
MURAT YAVUZ: Elimi cebime attığımda bir miktar paranın olması.
MURAT AYVAZ: Tek lüksüm sigara. Onu da olabildiğince azalttım.
BORAN MELİH UĞRAŞ: Hayatta en büyük lüksüm 15 günde bir de olsa arkadaşlarla piknik yapmaktı maalesef artık onu da yapamıyoruz.
FAİK AKGÜN: Hayatta en büyük lüksüm şudur diyebileceğim bir şey maalesef yok. Çünkü geçim derdinden başka bir şey düşünemiyorum.
Ekstra gelir için fazla mesai yapıyor musunuz? Haftada kaç saat çalışıyorsunuz?
EMİN ÖZOĞAN: Haftada normal şartlar altında 48 saat çalışıyorum. Ama bazen işin yoğunluğuna göre pazar günleri ve haftanın diğer günlerinde de mesai yapabiliyoruz.
ALİ YILMAZ: Fazla mesai bizim geçim kaynağımız. O da olmazsa olmazımız gibi bir şey. Hafta da 52 saat bazen daha fazla çalışıyorum.
MURAT YAVUZ: İş olursa sürekli yapıyorum günde en az 4 saat.
MURAT AYVAZ: Ekstra gelir için günde 4 saat fazladan çalışıyorum.
BORAN MELİH UĞRAŞ: Evet fazladan çalışmak zorunda kalıyorum bazen mesaiye kalıyorum. Haftada 40 saat çalışıyorum.
FAİK AKGÜN: Maaşım sabit, haftada 40 saat çalışıyorum.
Aldığınız ücretin en az ne kadar olması gerektiğini düşünüyorsunuz?
NURİ KAPLAN: Ortalama bir hayat sürebilmek için şu anki şartlarda aylık gelirin en az 5 bin TL olması gerektiğini düşünüyorum.
FİLİZ KURT: Sağlıklı bir yaşam için asgari ücretin en az 3500 lira olması gerektiğini düşünüyorum.
Konya’da bir plastik fabrikasında işçi olarak çalışan Emin Özoğan (26).
EMİN ÖZOĞAN: Asgari ücretin en az 3 bin lira olması gerekiyor. Gönlümüz daha fazla olmasından yana ancak ülkenin mevcut ekonomik şartları içerisinde bu fiyattan daha yüksek bir asgari ücret açıklanacağı sanmıyorum.
ALİ YILMAZ: Benim refah bir yaşam sağlayabilmem, yüzümün gülebilmesi ve çocuklarımın mutlu olabilmesi için en az 5 bin lira olması lazım. Ama günümüz ekonomisinde bu durum hayal.
MURAT YAVUZ: 4 bin Türk Lirası
MURAT AYVAZ: Asgari ücretin net en az 3.500-3.800 lira civarı olması gerektiğini düşünüyorum.
BORAN MELİH UĞRAŞ: Asgari ücretin en az 3100 TL olmasını istiyoruz.
FAİK AKGÜN: En az 3 bin 500 lira olmalı.