Üniversitede sınavsız müdür ve kişiye özel ilan
Sayıştay denetçileri, Siirt Üniversitesi’nde Şube Müdürlüğü kadrolarına, şube müdüründen daha üst görev niteliğindeki kadrolara sınavsız atama …
Sayıştay denetçileri, Siirt Üniversitesi’nde Şube Müdürlüğü kadrolarına, şube müdüründen daha üst görev niteliğindeki kadrolara sınavsız atama yapıldığı tespit edildi. Ayrıca öğretim üyesi kadrolarına kişiye özel ilanla atamaların yapıldığını ve bazı fakültelere usule aykırı dekan atamalarının olduğu ortaya çıktı.
TBMM adına kamu kurumlarını denetleyen Sayıştay, Türkiye’deki devlet üniversitelerine yönelik 2020 yılı denetim raporlarını yayınladı. Sayıştay, üniversitede kişiye özel ilanla öğretim üyeliği atamalarının yapıldığı, şube müdürlerinin sınavsız atandığı ve bazı fakültelerde dekanların usule aykırı atandığını tespit etti.
SIÇAN ARAŞTIRMASI YAPAN AKADEMİSYEN SAYIŞTAY RAPORUNDA
Sayıştay, Siirt Üniversitesi’nde “adrese teslim” ilan niteliğinde olan şartlara dikkat çekti. Üniversitesi’nin, “Engelli ve özgüven konusunda çalışmaları bulunmak”, “Covid 19 ve özel ders ile ilgili çalışması bulunmak”, “Osmanlının gayrimüslim politikası üzerine doktora yapmış olmak”, “Slaj verimi ve kalitesi üzerine çalışması bulunmak”, “Sıçanlarda böbrek hastalığı üzerine çalışması bulunmak” başlıkları altında öğretim üyesi alımı yaptığını tespit eden Sayıştay, ilanların büyük çoğunda belli bir kişiyi çağrıştıran şartların istendiğini tespit etti.
İlanda objektif ve denetlenebilirlik ilkelerine riayet edilmediğini kaydeden Sayıştay, alım yapılacak kadroların tamamına yakını için sadece birer kişilerin başvuru yapabildiğini ve o kişilerin kadrolara alındığını tespit etti.
DEKAN ATAMALARI USULE AYKIRI YAPILMIŞ
Üniversitedeki fakülte dekanlarının usule aykırı atandıklarını tespit eden Sayışta raporunda şunları kaydedildi;
* Mevzuat hükümlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere, dekanlık görevinin asaleten yürütülmesi asıldır. Bu görevin hangi hallerde vekaleten yürütülebileceği yine ilgili Kanun maddesinde belirlenmiştir.
* Dekan görevinin başında olmadığı zamanlarda yardımcılarından biri yerine vekalet edebilir. Bu görevin vekaleten yürütülmesi arızi durumlar için geçerli olup 6 aylık bir süre ile sınırlıdır. Söz konusu 6 aylık süre de bir hak değildir.
* 6 aylık süre dolu olan dekanlık kadrolarına çeşitli nedenlerle vekalet edilmesi durumunda belirlenen bir sınırdır. Boş bulunan kadroya vekalet için belirlenmiş bir süre değildir. Ayrıca, 2547 sayılı Kanunun belirlediği usul, dekanın görevi başında olmadığı zaman yardımcılarından birinin yerine vekalet etmesidir.
* Ancak söz konusu vekaleten görevlendirmeler, Üniversitenin talebi üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılmıştır. Söz konusu görevlendirme usulü Kanunun belirlediği usule aykırıdır.
* Üniversite tarafından, dekanlık görevi vekaleten yürütülen fakültelere asaleten dekan atanacağı ifade edilmişse de henüz atama işlemleri tamamlanmamıştır.
ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ KADROLARINA SINAVSIZ ATAMA YAPILMIŞ
Siirt Üniversitesince müdürlük kadrolarının büyük çoğunluğuna, şube müdürlüğünden daha üst görev olarak kabul edilen fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterliği görevlerinde bulunanların atanmasının ardından kadro aldıktan sonra tekrar şube müdürlüğüne atandıkları tespit edildi.
Raporda, “Eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması gereken şube müdürlüğü kadrolarına, bu ilkeler gözetilmeksizin ve mevzuatında belirlenen şartlar dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Siirt Üniversitesince müdürlük kadrolarının büyük çoğunluğuna, şube müdürlüğünden daha üst/eşit görev olarak kabul edilen fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterliği görevlerinde bulunanlar atanmıştır. Bu şekilde şube müdürlüğüne atananların tamamı önce yukarıda değinilen ve üst/eşit görev niteliğinde bulunan kadrolara atanmış ve akabinde de kısa süre sonra şube müdürlüğü kadrolarına atamaları gerçekleştirilmiştir. Böylelikle, kısa süreli atamalarla üst görevlere getirilen kişiler, Yönetmelik’in söz konusu istisna hükmünden yararlanılarak şube müdürlüğü kadrolarına getirilmiş, mevzuatla getirilen eşitlik ve liyakat esası göz ardı edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.