7 SORU 7 YANIT | Bu havalar neden böyle sıcak?

Sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Aralık ayında kar ve soğuk beklerken güneşle karşılaşmak ilk bakışta görüldüğü kadar hoş …

7 SORU 7 YANIT | Bu havalar neden böyle sıcak?
05.01.2021
A+
A-

Sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Aralık ayında kar ve soğuk beklerken güneşle karşılaşmak ilk bakışta görüldüğü kadar hoş bir gelişme değil.

Sorunun kökeninde iklim krizi yatıyor. Beş yıl önce Paris’te imzalanan İklim Anlaşması’nda 2030 yılına kadar sanayileşme öncesi döneme göre sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulması hedeflenmişti.

Ancak gezegen hızla ısınmaya devam ediyor. Peki bu bizleri nasıl etkileyecek?

Kış ayının ortasında tişört ile dolaştığına sevinemeyen insanları neler bekliyor?

Uzun yıllar Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Meteoroloji Bölümü’nde görev yapan Meteoroloji Yüksek Mühendisi Gökhan Abur’a 7 SORU yönelttik:

1) HAVALARIN SICAKLIĞI NORMAL Mİ?

Son beş yıldır sıcaklık trendinde yükseliş mevcut. Bu yükselişi en son 2016 senesinde  görmüştük. 2020 yılı sıcaklık artışında 2016 yılını da geçti. Özellikle kasım ayı en sıcak aylardan biri oldu. Öyle tahmin ediyorum ki, aralık ayının verileri açıklandığında yine aynı sonuçla karşılaşacağız. İstanbul’un ocak ayı ortalaması bile en fazla 8.8 dereceyken, şu dönemde sıcaklıklar 15-18 derece aralığında değişiyor. Bu tabii ortalama sıcaklıklara göre çok yüksek.

2) MEVSİMLERDE BİR ÖTELENME SÖZ KONUSU MU?

Sonbaharı görmeden kış mevsimine, ilkbaharı görmeden yaz mevsimine geçiyoruz. Mevsimlerin uzadığını da söyleyebiliriz. Yaz mevsimi neredeyse eylül ayının sonuna kadar devam ediyor. Yaz daha erken gelip daha geç bitmeye başladı. Bu durum yarı kuraklık bulunan bölgelerde, kuraklığı daha da artırabiliyor. Şu anda Sazlıdere Barajı’nda yüzde 5 seviyesinde su var. Barajın bulunduğu yer rüzgarlı bir bölge. Havalar sıcak olup, bölgede rüzgar da fazla olunca buharlaşmayı artırıyor.

3) KISA VADEDE YAĞIŞ GÖRÜNÜYOR MU?

Geçtiğimiz günlerde Dünya Meteoroloji Örgütü de bir açıklama yaptı. Bu sene La Nina senesi. La Nina, okyanusların soğuması nedeniyle meydana gelen meteorolojik bir olay. Kasım ayından itibaren kendini hissettiren, aralık ayında gittikçe güçlenmeye başlayan, ocak-şubat-mart aylarında ise güçlü olmasını beklediğimiz bir olay. Bu da bizi etkileyecek gibi görünüyor. Son bulgulara göre 12 Ocak’tan itibaren Marmara Bölgesi ve kuzey kesimlerden başlayan, Trakya’dan gelen soğuk hava var. Bu soğuk hava çok büyük olasılıkla ülkenin büyük bölümünü etkisi altına alacak. Bu da çok büyük ihtimalle beklediğimiz kar yağışlarını yağdırabilecek.

Meteoroloji Yüksek Mühendisi Gökhan Abur

4) İKLİM KRİZİNDE İLK BÜYÜK RİSKLER NE?

İklim krizinin sonuçları arasında en başa meteorolojik kuraklığı koyabiliriz. Bunun ardından hidrolojik kuraklık ve tarımsal kuraklık geliyor. Bu bazı ürünlerde sıkıntı çekeceğimizin göstergesi. Mutlaka yeni önlemler almamız gerekiyor. Suyun yüzde yetmiş beşini tarım ve sanayi kullanıyor. Bu alanlarda alınan önlemlere ağırlık verilmesi gerekiyor. Tarımsal sulama metotları değiştirilmeli. Şehirlerde de alınması gereken önlemler var. Yeşil alanların hızlı bir şekilde tüketilmiş olması, su kaynaklarının yeterli olmaması ısınmayı ve kuraklığı etkiliyor. İstanbul’un merkezine Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde hep su taşınmış. İstanbul’un nüfusu giderek artıyor. Nüfusa oranla betonlaşma da artarak devam ediyor.

5) ALIŞIK OLMADIĞIMIZ HORTUMLARI NEDEN GÖRMEYE BAŞLADIK?

Burada en önemli nokta Karadeniz’den Akdeniz’e kadar denizlerin ortalama sıcaklıklarının yüksek olması. Denizlerin sıcak olması beraberinde bizim kararsızlık dediğimiz olayları oluşturuyor. Denizin sıcak olduğu bölgelerde, yüksek seviyelerden gelen bir soğuk hava daima kararsızlık oluşturur. Aşağıda kalan sıcak ve nemli hava kaçmaya çalışır. Bu da şiddetli yağışlara neden olur. Son dönemde Karadeniz’de, Ege’de, geçtiğimiz günlerde Antalya’da aşırı yağışlar meydana geldi. Aynı zamanda Antalya ve çevresinde hortumların oluştuğunu gördük. Bu hortumlar artık daha da şiddetlenerek kıyı ve iç kesimlere girip zarar vermeye başladı.

6) İKLİM KRİZİNE NEDEN ENGEL OLAMIYORUZ?

İklim krizinin başlıca nedeni fosil yakıtlar. Ülkeler sanayi üretimini yaparken, çevreye zarar veren önlemlere de ek masraf yapmak istemiyorlar. Bu konuda en büyük etken Çin. Kullanılan yakıtların büyük bir çoğunluğu fosil yakıtlar. Fosil yakıtların içerisindeki karbon bileşeni hızlı bir şekilde atmosfere karıştığında oksijenle birleşip karbondioksiti oluşturuyor. Karbondioksit hızlı bir şekilde çoğalmaya başlıyor. Diğer bir etken de buzullar. Isınmadan dolayı eriyen buzulların içerisindeki karbondioksit, tekrar atmosfere karıştığı zaman küresel olarak ısınma hızı artış kazanıyor.

7) HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?

İstanbul’da 10-15 sene öncesine kadar kişi başına düşen yeşil alan 4 m2 idi. Şu anda 2 m2’nin altına indi. Bu oranların mutlaka belirli bir seviyede tutulması gerekir. Şehirlerde toprak alanlar oluşturulmak zorunda. Toprak da karbondioksiti absorbe eden etkenlerden bir tanesi. Biz bunun tam tersini yaparak iklim değişikliğini ve ısınmayı tetiklemiş oluyoruz. Nehirlerin, göllerin son derece temiz olması gerekir ki içinde bulunan çok küçük mikroorganizmalar, karbondioksiti alarak belirli bir dengeye getirmeye çalışsınlar. Tesislerimizde de gereken önlemleri alıp karbondioksit miktarını belirli bir seviyeye indirmemiz lazım. İmzalanan uluslararası anlaşmalara mutlaka uyulmalı.

Haberi Kaynağında Oku
Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında www.sozcu.com.tr internet adresinden, bugunhaberler.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi [email protected] adresimize gönderebilirsiniz.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.