Uzmanlar Merkez’in faiz kararını nasıl yorumladı?
Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 200 baz puan artışla beklentilerin üzerine çekerek yüzde 17’e yükseltirken attığı adımı da güçlü bir …
Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 200 baz puan artışla beklentilerin üzerine çekerek yüzde 17’e yükseltirken attığı adımı da güçlü bir parasal sıkılaştırma olarak tanımladı.
Para Politikası Kurulu (PPK) karar metninde “Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, 2021 yılsonu tahmin hedefini göz önünde bulundurarak, güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir” denildi.
Ekonomist Dr. Murat Kubilay, East Capital Gelişen ve Öncü Piyasalar Portföy Yöneticisi Emre Akçakmak ve Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan, kararı sozcu.com.tr’ye değerlendirdi.
“KISA VADEDE KÖTÜ GİDİŞAT DURDURULDU”
“TCMB aldığı bu karar ile faiz artırım sürecinin tek seferlik olmadığı ve enflasyon yüksek seyrettiği müddetçe pandeminin ekonomik aktivitede yarattığı sıkıntılara rağmen sürdüreceğini fiili olarak beyan etmiş oldu” diyen Kubilay, “Elbette para politikasının ekonominin yapısal problemlerini çözmek gibi bir işlevi yok; ötesi ekonomi dışı iç ve dış politikada veya eğitim ve sosyal güvenlik sistemlerinde de yeni bir anlayış gerekli” yorumunda bulundu.
“Fakat alınan bu kararla kısa vadede finansal istikrar ve fiyat istikrarındaki kötü gidişat durdurulmuş oluyor” sözlerine şöyle devam etti:
“Bu durumun sürekliliği yüksek faiz düzeyinin ne derece korunacağına ve krediler ile piyasaya verilen paranın ne derece kısılacağına bağlı. Pandemi koşulları bu konuda çok yeterli adımlar atılmasını zorlaştırıyor.
Yine bu noktada şubat ayından itibaren AB ve ABD yaptırımları ile Halkbank davasının yaratabileceği olası sıkıntıları da eklemek gerek. Ancak kısa vadede enflasyondaki artışın frenlenmesi konusunda önemli bir karar alınmış oldu.”
Dr. Murat Kubilay
“DIŞ BORÇ ANA PROBLEM”
“Bu durumun yerli yatırımcıların dolarizasyonunu engellemesi ise pek kolay değil” diyen Kubilay, riskleri şöyle sıraladı:
“2011’den itibaren hükumetin faiz konusunda TCMB’ye yaptığı baskı ve nihayetinde TL’nin değer kaybı yaşamasının yarattığı travmalar taze.
Ayrıca dış borç sorunu da sürdürülebilir değil; nihai ve kapsamlı bir yapılandırma olmadan ekonomideki ana problem olmaktan çıkmayacak.
Üstelik yoğun sermaye akışı yaşanmadan ve içeride yastık altına kaçan para geri dönmeden, TCMB’nin rezervlerini yeniden güçlü bir şekilde oluşturması da çok zor.
Bu nedenle alınan kararı kısa vadede kararlı ve olumlu; ancak orta ve uzun vadede başka dönüşümler gerçekleşmezse yetersiz olarak değerlendirmek gerekiyor. Hükumetin ve ekonomi yönetiminin de özellikle son 10 yıllık hamleleri bu konuda çok ümitlenmemize müsaade etmiyor.”
Emre Akçakmak
“YANLIŞ POLİTİKALARIN FATURASI YÜKSEK FAİZ”
“Merkez Bankası uzun bir süreden beri ilk kez beklentilerin üzerinde bir faiz artırımı yaparak yeni dönemde enflasyonla mücadelesinde kararlı ve tutarlı olacağı mesajını vermiş oldu” diyen Akçakmak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2021 yıl sonu enflasyonunu yüzde 12 olarak düşünürsek, bu karar sonrası Türkiye gelişmekte olan piyasalar içinde yüzde 5 ile en yüksek reel faizi veren ülke konumuna geldi.
Reel faizin bu denli yüksek seyretmesini, Türkiye’nin bir anlamda önceki dönemlerde yapılan yanlış politikaların faturasını ödüyor olması olarak da değerlendirebiliriz.”
Akçak, maliye politikalarının da önemine dikkat çekerek “TCMB’nin kararlı duruşu ve TL’nin artan faiz oranları ile güçlü seyretmesi, enflasyon ile mücadeleye önemli katkı sağlayacaktır fakat önümüzdeki dönemde ihracat-ithalat dengesini cari açık anlamında fazla bozmadan nokta atışı maliye politikaları ile değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.
Enver Erkan
“MEVDUAT FAİZLERİ DE ARTACAKTIR”
Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan, “Enflasyon riskleri bir süre daha devam edeceğinden dolayı, Merkez Bankası’nın faizi güvenli bir seviyede konumlandırdığını düşünüyoruz” dedi.
“Reel faizde diğer gelişmekte olan ülkelere göre güçlü bir konum elde ettik” diyen Erkan, “Yüzde 17’lik politika faizi, yüzde 14’lük enflasyon ile düzeltildiğinde yüzde 2,6 oranına gelen reel faiz, bizi gelişen ülkeler arasında en yüksek getirisi olanlardan birisi haline getiriyor. Bu durumun, yabancı portföy girişlerini olumlu etkilemesini ve sürekli hale gelen yabancı girişlerinin de lokallerin güvenini artırmasını bekleriz” dedi.
“Hem faiz artışının, hem de yeni yılda aktif rasyosunun kalkacak olması itibariyle mevduat faizleri artacaktır” diyen Erkan, şöyle devam etti:
“TL’nin reel getiri etkisi, dövizin sınırlanan potansiyeline göre daha cazip gelebilir, ancak lokallerin tam olarak dövizden TL’ye geçişi biraz zaman alacaktır. Enflasyonda yılın ortalarından itibaren olacak düşüş sürecinin, bu ters para ikamesi olayına daha fazla katkıda bulunmasını bekleriz.”
“NOEL NEŞESİ YARATTI”
Capital Economics’ten Jason Tuvey, Reuters’taki değerlendirmesinde “TCMB’nin faiz kararı Türkiye yatırımcılarına noel neşesi yaşattı” başlıklı notunda “TCMB’nin bugün gerçekleştirilen toplantıda gösterge faiz oranını 200 baz puan artırarak %17’ye yükseltmesi yatırımcılara ortodoks politikalara yönelimin kalıcılığı konusunda garanti verecektir. TL karar sonrası değer kazandı ve bu gidişin önümüzdeki aylarda da devam edebileceğini düşünüyoruz” dedi.